31 Temmuz 2011 Pazar

Kim kimdi ki?

 Bir hafta önce hayatıma dair çok radikal kararlar aldım a dostlar. Artık daha mutlu, daha huzurlu, daha delidolu, daha bi' başka olacağım ki oldum bile.
 Anlayacağınız tekrar mutluyum, mutlusun ve mutlu, mutluyuz ulan...!
 Asıl konumuz mutluluğum değil ama pampişlerim, asıl konu şu bir haftadır beynimin içinde cinsel ilişkiye giren milyonlarca ''isim''... Tam beş gün içinde 347.994.327 kişiyle tanıştım,  inanmazsınız ama ben bunu yaptım. Yaklaşık bir buçuk aydır dışarıya adam gibi çıkmayan asosyal arkadaşınız Armağan beş gün boyunca sosyallığın dibine vurdu. Ama her şeyin fazlası zarardır yavrularım. Şikayet etmiyorum yahu aksine çok güzel bişi bu amma ve lakin ki öyle olamadı işte,  uzun zamandır beynimi kullanmak için pek bir uğraşım yoktu ondan olsa gerek biraz yosun tutmuş, mallaşmış falan bildiğin zorlandım insanların isimlerini aklımda tutmakta. Beynimde bir kaos havası var, çok rahatsız edici be!
 Aklımda tutamıyorum hiç bir ismi! Doğru söyleyeceğim isimi derken iyice her şey birbirine karışıp bombok oluyor. Tamam her şeyi geçtim ezberlerim herhalde de son noktayı koyan  kısım ''Özgün'' ve ''Özgür'' isimli birebir aynı olan ikiz kardeşler olsa gerek zaten isimleri ezberleyene kadar göbeğim çıktı bu seferde birbirlerinden ayırmaya geldi sıra. Off gerçekten zor iş bunlar bebişlerim hiç bulaşmayın siz böyle şeylere oturun evinizde uslu uslu kitabınızı okuyun, müziğinizi dinleyin, soğuk içeçeklerinizi yudumlayın falan işte böyle şeylerle beyni yormamak lazım yazık ona da canıım. Kıyamam ben beyinlerimize, yerim ben o minnacık beyin girinti çıkıntılarınızı be! Dikkat edin kendinize durmak yok asosyallığe devam. Bugünlük bu kadar gelişmelerden haberdar ederim öptüm bay.

* Ha bi de burdan rahmetliyi anmasam bi' yerim şişerdi!

26 Temmuz 2011 Salı

AlmayıSever




 İtiraf ediyorum a dostlar ben bir ruh hastasıyım! Aşık olduğum tabloyu alamayınca tam iki gün boyunca bunalımlara girip girip çıktım. Batıyordu artık tabloya veremediğim o canıım para, kesinlikle ona bir şey almalıydım! Resmen güvercine odaklanmış kedi ciddiyetiyle alınacak bir şeyler bakıyor, parayı çar çur etmeye yer arıyordum ki bulmam tahmin ettiğiniz gibi pek de uzun sürmedi. Sevgili arkadaşım ''Merve''nin fesybuk sayfasında Şekspir'i beğenmesi kafamda şimşekler çakmasına sebep oldu ve hemen online olarak alışveriş yapabileceğim ''D&R''ın sitesine girdim, aklıma gelmişken uzun zamandır istediğim NTV yayınlarının çizgi roman beşlemesi vardı hemen onu alıverdim. Arkasından French Oje'nin yeni çıkarmış olduğu ''Erkek Dedikodusu'' kitabını aldım. Ohh bi' rahatlama bi' huzurla doldum ki anlatamam, elimdeki son parayı yiyince nasıl güzel oldu sormayın gitsin, resmen üstümden deve yüküyle yük kalktı. Ödenecek olan kiraymış, yok efendim kredi kartı borcummuş, eşya paralarımmış hiç ama hiç paraya falan ihtiyacım yok zaten benim, ''Bende para çok gibi.'' resmen. Bide bunlar yetmez gibi ertesi gün AVM'ye gittiğimde yine D&R'a girdim ve dayanamayıp 2 kitap daha aldım; biri ''Bin Muhteşem Güneş'' diğeri ise ''Frankenstein''. Psikopat gibi sürekli para harcıyorum tamam kitaba verilen paraya acımam da benim hobim kitap okumaktan çok kitap alma oluyor yahu elimde daha 348.789.169 tane okumadığım kitap var nedir derdim anlamadım ki.. Ama yaz sonuna kadar bütün hepiciğini okuycam valla be! Neyse işte bu da böyle bi anımdı yani sonuç olarak: 
 -alışveriş manyağıyım.
 -alışveriş manyağısın.

22 Temmuz 2011 Cuma

Şanssız mıyım ne?!

 Ben dünyanın en şanssız insanıyım arkadaş, bunu gün geçtikçe daha da iyi anlıyorum. Yahu nedir bu şanssızlıkla aramızdaki kanki havası, sürekli bir enseye şaplak göte parmak haller falan!
 Neyi beğensem, neyi istesem kesin bir bokluk çıkıyor: ya satılıyor ya bedeni kalmıyor ya öyle bir şey henüz Türkiye'de üretilmiyor ya da otan boktan sebepler oluyor yani bi tutturamadık.
Bahsi geçen muhteşem tablo!
 Bugün ''limango'' denilen sanal mağazadan bi' tablo beğendim ama öyle böyle beğenmedim ya resmen taptım tabloya... Muhteşem ve ötesi bi' şeydi çok da pahalı değildi buna rağmen ekranda tablonun fotoğrafı tam 1 saat düşündüm, arkadaşlarımdan almam için gaza getirmelerini istedim ki geldim de 1 saat sonrasında. Yeni çıkmış olduğum evimde yatacak bir bazamın olmamasını, bir giyisi dolabının bile olmamasını, evin bir ton masrafının olmasını ve 2 aydır sadece asgari borcunu ödeyebidiğim kredi kartı borcumu ve ev kiramı falan hiçe sayarak o tabloyu almaya odaklanmıştım. ''Almalıydım ulan o tabloyu, o benim olmalıydı!!'' Artık amacım belliydi ve hemen tablodan bir tane sepetime ekledim ve ödemek için onay düğmesine bastım, karşıma çıkan bütün zorlukları (isim, soyisim, adres, telefon numaraları, tc no...) alt etmiştim olay sadece kredi kartı bilgilerini vermeye gelmişti. O da ne? Taksit seçeneği de var ve fiyat değişmiyor aman yarebbi dünyalar benim oldu ulan şansıma ne oldu falan havalarında seçtim hemen 3 taksit seçeneğini ve koyuldum bilgileri yazmaya kradi kartı numarası:xxxxxxxxx, kartın sahibi: ARMAĞAN IŞIK, son kullanım tarihi: xx/xx, güvenlik numarası: xxx doldurdum bütün istenilen bilgileri ve tamam deyip onayladım. Artık mutludum lan almıştım tabloyu, yani sanırım. Ekranda kocaman bir ''HATA'' yazsını görene kadar.. Lan benim online şifrem gerekiormuş ve o bende yok giriorum kartın online bankacılığına numaran kayıtlı değil diyo çıldırıcam! Bir numara veriyor arıyorum 37432 saat telefonda beklettikten sonra açan hanım kızımızında diline motor takmişlar maşallah dediğinden bişi anlamak için nefes almadan dinlemek lazım, velhasılkelam oda vermedi şifreyi gidip bankamatikten halletmem lazımmış. ''Hassiktir ya! Sıçarım böyle işin içine hava zaten 50 derece ben bide çıkıp onu alıcam, nah alırım kalsın lan almıorum tablonuzda sizin olsun, hevesimin içine sıçtınız!'' dedim ve bu anımda böyle bitmiş oldu. Bu kadardı sonuç olarak şanssızım yani. bu kadar, SON.
Bu şarkı da Müslüm Babadan bana gelsin be! 

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Hiçbir şey

 Fark ettim ki uzun ama çok uzun zamandır canım bloguma hiçbir şey yazmamışım. Hemen işe koyuldum ''Bi' şeyler yazmalıyım, bi' şeyler yazmalıyım!'' diye düşünürken aklıma hiçbir şey gelmedi evet gerçekten de aklıma hiçbir şey gelmedi bende hiçbir şeyi yazma kararı aldım.
  Hava sıcak arkadaşlar çok garip değil mi temmuzdayız ve hava sıcak nesi garip amına koyım gayette normal bişi bu bundan bahsetmenin bence mantığı yok hepimizz soyun dokun oturuoruz evimizde işte hemen bu konuyu açmadan kapatalım.
 Eveet okullar kapandı ve tatil başladı muhteşem ve ötesi bir ikinci sınıf macerası sona erdi pek fazla burda da anlatılcak bir şey yok. Bok gibi notlarla Ankara'ya geri geldim işte... Bildiğiniz Eskişehir falan -laf aramızda Eskişehir'i de özlemedim değil ha!-.
 Allah'ım bi' şeyler yazmalıyım ama!
 Arkadaşlar evrende ''aşk'' diye bir kavram var bilir misiniz? Tabii ki bilirsiniz, kim bilmiyor ki... Her yerde ''aşk'': kitaplarda, şarkılarda, filmlerde, dizilerde, resimlerde, fotoğraflarda, sokakta, okullarda... Sanırım bu kadar her yerde diye biz onu göremez olduk ya da biz artık ''aşk'' olduk. Bir şeye ne kadar bakar ne kadar arar olduysak hep duyularımızda hissizleşmeye sebep oldu. Bizler kendi yarattığımız aşkın esiri olduk ve onun için acılar çektik. Ohaaa ne diorum yahu ben?! Yok yok ''Aşk bıdı bıdı bıdı'dır.'' felsefesine hiç girmemek lazım o bana beden olarak baya bi' büyük gelir bence.
 Yok yahu ben hiç yazma havasında değilmişim anlaşılan onun için en mantıklısı sessiz kalıp ''cool'' tarzımdan(!) ödün vermeden sakince oturayım.
 Evet ben ''saçmalama kraliçesi Armagadon'' Yunan tanrılarının en ama en saçma tanrısıyım ki bugünlerde en çok bana tapılıyor. Her yerde diri vücudumu sergilediğim muhteşem heykellerim var. Heykeller çok ama çok estetik... Kullağımda dev dj kulaklıkları, elimde bir Burger King Steakhouse menü, altımda son model bir scooter. Çok seksi ve tapılası bi' şi falanım. Bence susmalıyım ve sustum.

 Beni susturamazsınız ben Armagadonum en çok bana soracaksınız!
 Bu şarkıda benden size gelsin: dinleyin hadi pampişlerim!