9 Temmuz 2010 Cuma

BenBirDeryaBaykal'ım

   Yemek yapmak marifet işi, beceri işi... Sanırım bu ikisi ve yemek yapmak için sayamadığım bir çok gereklilik bende bir gıdım bile yok. Evde boş boş oturmaktan kendime uğraş aramakta, kendi kendime zaman katletme uğraşları içerisindeyim. Kendimi bir nevi 'Derya Baykal' ilan edip kendime uzmanlık alanı aramaktayım bu ev işleri içerisinde, ama yemek yapmak kesinlikle bana göre bir iş değilmiş bunu tekrar anladım... Bayadır makarna bölümünde duran ve gözüme çarpan lazanyayı günün kurbanı seçmiştim, kararlıydım lazanya yapacak onuda afiyetle yiyecektim. İşe koyuldum... Yılların ev hanımı moduna girip hemen lazanyanın nasıl yapıldığını internetten araştırdım, güzelce bir kağıda yazdım sonrada mutfağa görebilceğim bir yere astım. İşin en zor tarafını halletmiştim bile, tarif :)  Sonra kağıtta yazmış olan malzemeleri hazırlamaya başladım. Tarife göre içine kıyma koymalıydım ama yaz gününde kıyma ağır olmaz mıydı?  İçimdeki yenilikçi ruha, illa bir şey üzerinde değişiklik yapmak zorunda olan Derya Baykal'a dur diyemiyordum... Karar vermiştim bile yaza daha uygun olduğunu düşündüğüm sebzeli lazanya yapacaktım. Ama nasıl? Neyse bildiğim kadarıyla sebzeleri küp küp doğramaya başladım; soğanları, domatesleri, patlıcanları, biberleri... Çok uzatmaya gerek yok yemek programında değiliz sonucunda işte bunlardan bir iç hazırladım, iç inanılmayacak kadar iyi olmuştu. Beşamel sosu yapmaya koyuldum, kendisinden de pek hoşlanmam az olsun dedim verilen ölçünün yarısını uyguladım. Kaşar peynirimi rendeledim... Her şey hazır gözüküyordu yapmam gereken sadece borcama beşamel sosu yaymak, lazanyaları düzgün bir şekilde beşamel sosun üstüne yerleştirmek, yapmış olduğum nefis içi koymak ve üstüne biraz kaşar rendesi koymak olacaktı... Yaptım bu işlemleri teker teker fakat kötü bir şey oldu lazanyalarım son katta bitti, e tabi benim içimdeki Derya Baykal durur mu? Hemen pratik bir çözüm bulup üst katı erişteyle kapatmayı düşündüm... Erişteleri az bir şey haşlayıp onlarıda en son kat olarak üste koydum, tekrar üstüne kaşar rendesi ve gayet de şık gözüküyordu. 220 derecede 20 dk pişiriniz yazıyordu paketin üstünde, fırına sürdüm muhteşem lazanyamı... 20 dk sonra çıkan sonuç güzel gibiydi fakat bu güzel büyü tadına bakmaya başlayınca yavaş yavaş dağılmaya başladı... İçindeki lazanyalar çiğ kalmıştı  ve tam ıslanmamıştı sanırım bunun sebebi de pek hoşlanmıyorum diye az yaptıgım beşamel sostu. Ve ev işlerinde bir uzmanlık dalı ararken bir hüsrana daha uğrayıp bu listeden yemek yapmak şıkkının da üstünü silmemek şartıyla koyu tükenmez kalemle karalamış oldum... Bir de kimsenin yemediği ve onun için bozulmaya terk edilmiş olan gariban lazanyama dayanamayıp sabah, akşam, öğlen demeden yemek de bana müstahak olsa gerek...

    Evet kesinlikle buna benziyordu, gerçekten... Sadece daha yaratıcı olanına erişteli:)

2 yorum:

  1. harikasın, benim yaratıcı kardeşim:))hep öyle başlar zaten, bizde esinle birlikte tencerelerce un helvası yapmaya çalıştık yıllarca fakat tadında bir eksiklik vardı, neydi,neydi bu eksiklik...yıllar sonra öğrendik ki, şerbet yapıp eklemek gerekiyormuş, pekmezle olmazmış...

    YanıtlaSil
  2. Hahaha tamam bende büyüyünce öğrenicem yani her şeyi, bunu duymak sevindirici :))

    YanıtlaSil